Pervāne-i zerrīn gibi her zühre-i zerrīn
Titrerdi zümrüd-geh-i lerzān çemende ,
Çaġlardı leb-i sīm-i ḫıyābān-ı semende
Bir çeşme-i billūr ile bir cūy-i billūrin ;
Düşmüşdi siyeh berg-i şebe şebnem-i sīmin :
Şebnem gibi titrerdi ḳamer leyl üzerinde ;
Bir şeb-pere-i ḫufte bir āhū yı çerende
Virmişdi bu nüzhen-gehe bir vaḥşet-i nermīn ...
Āhū ile şeb-pere vü evrāḳ ile azhār
Nā-gāh
fıṣıldaşdı leb-i āb-ı revānda
Zīrā
şu perī-ḫāneye ḳarşı bu evānda
Ey
dürr-i yetīm-i ṣadef-i şefḳatim , ey yār
Sen
bir meh-i ẕī-rūḥ gibi yükseliyorduñ ,
Muẓlim ḳorunuñ ẓıllı içinden geliyorduñ .
Yorumlar
Yorum Gönder